31 Temmuz 2011 Pazar

HAYIRLI RAMAZANLAR&KAHVELİ KUP TARİFİ...



Öncelikle Ramazan'ımız mubarek olsun.

Soframızın bereketi çok,bedenimizin sıhhati daim,ibadetlerimiz kabul olsun.

Hayırlı Ramazanlarrrrrr.........


Unutmayalım bu sıcak günlerde iftar yemeklerimiz hafif ve sağlıklı olmalı.Uzmanlar sürekli uyarıyor sebze yemekleri ve sütlü tatlılar diye.Bende bu uyarıya uyayım dedim daha önce denediğim sütlü tatlımızı paylaşayım istedim.Tarifimiz Portakal Ağacı'ndan, çok eminim ama bir türlü linkini bulamadım:(((((((










Malzemeler:





2 yemek kaşığı türk kahvesi


1 yemek kaşığı neskafe


1 su bardağı toz şeker(1,5 kullandım)


1 su bardağı irmik


1 paket vanilya


4 veya 4,5 su bardağı süt


(Eğer borcama dökecekseniz 4,kuplarda servis yapacaksanız 4,5 bardak süt)


Yapılışı:Tüm malzemeyi bir tencereye alıyoruz.Devamlı karıştırarak pişiriyoruz.Nasıl servis yapmak istiyorsak pişen tatlımızı borcam veya kuplara döküyoruz.
Üzerini hindistan cevizi,fıstık veya meyve ile süslüyoruz.Soğuyan tatlımız servise hazır.
Ben vanilyalı dondurma ile servis yaptım hem sıcakta daha iyi oluyor hemde kahveli tada daha yakışıyor.(Benim görüşüm).
:)))))))))))))))))





16 Temmuz 2011 Cumartesi

YUNANİSTAN GEZİMİZ 2......














Pazar günü 09:00 da tura başlıyoruz.Santorini volkanik bir ada olduğu için gemiler limana yanaşamıyor.Açıkta demirleyerek botlarla karaya çıkılabiliyor ancak.Önce Oia köyüne doğru yola çıkıyoruz.Angelina Jolie&Brad Pitt'in evleri burada ev denilemez de ağzımdan öyle çıktı çok büyük bir arazi içinde hertarafı siyah taş duvarlarla örülü koskocaman bir malikane:))))))

Yerli halk ünlü çifti görebilmek için günlerce kapılarının önlerinde bekliyorlarmış.Hatta çadır bile kuranlar varmış:(((((Neyse gelelim gezimize,otobüsten inip serbest zamanda Oia köyünde gezip tekrar otobüsle Fira merkeze gidiyoruz.Santorini'nin en güzel yeri desem ve aklım orada kaldı desem:))))))Evler bembeyaz çatılar ve panjurlar masmaviiiii.Çatılar yarım varil şeklinde bu şekilde klima gibi yararlanıyorlarmış.Ada'da su ve elektrik yok,onun için klima kullanmak yasak.






Elektrik deniz altından kablolarla su ise tankerlerle taşınıyor.Yaz mevsiminde inşaat yapmak kesinlikle yasakmış.Başlıyoruz Fira'yı gezmeye muhteşem bir manzara o evleri nasıl yapmışlar kutucuk kutucuk,hepsi birbirine bağlı çok dar sokaklar oteller,cafeler,barlar ve restaurantlar sıra sıra.Küçük küçük alışveriş dükkanları çok şık ve temiz.Heryer bembeyaz ve temiz.(Burasıda çok pahalı).Mikonos yerine Santorini'de geceleseydik dedik:(((((Kaptanların evleri çok meşhurmuş.

Kaptanlar çok çapkınmış ve bu sebeple eşleri kendilerini aldatmasınlar diye evlerine Kiliseler yaptırmışlar.Hemen hemen tüm evlerde Kilise var.




Birde en çok ilgimi çeken şey yol boyunca gördüğümüz chapel'le(ruh evi).Yollar dar ve virajlı olduğu için kaza oranıda yüksek sanıyorum,kaza yapılan yerde kuş yuvası şeklinde Chapeller yapıp her perşembe yakınları Ayin düzenliyorlarmış.Chapelerin yapılmasının bir başka sebebi oraya dikkat çekmek uyarmakmış,kazaları önlemek için.Bu bana çok enteresan geldi.



Fira köyüne çıkmak için merdivenler var ister yürüyerek ister katırlarla çıkıyorsunuz,fakat bize tavsiye edilmedi.Katırlar çok pis kokuyorlarmış üzerinizden o koku 2-3 gün çıkmıyormuş.Birde aşağıya inen ve yukarıya çıkan katırlar birbirleriyle öpüşmek istedikleri için tehlike yaratıyorlarmış.Epey bir baktım ama öpüşeni göremedim:(((((((


Neyse efendim Santorini'de harika bir gün geçirdik daha sonra Teleferikle aşağıya inip gemimize ulaştık.





Gemide eğlenceye devam.Bu gece Yunan gecesi bize verilen günlük gazetelerimizde herşey belirtiliyor ve geçiyoruz show salonumuza.Dansçılar süperdi hepsi profesyonel.Yunan danslarının ardından her akşam olduğu gibi Buzuki eşliğinde Yunan şarkıları dinledik.Eşim en çok bundan zevk aldı herhalde çünkü program sonunua kadar hiç kalkmadı hatta programın süresi az geldi diyebilirim....

Dördüncü gün sıra Rodos Ada'sındaydı.Gemimizden inip atlıyoruz otobüslere 40 dakikalık bir yoculuktan sonra Rodos'un en güzel köylerinden biri olan Lindos'a gidiyoruz.Plajları ve koyları muhteşem.Akropolis'e ulaştığımızda harika bir manzarayla başbaşayız.Tarihi kaleleri geziyoruz.



Dönüşte eski Rodos şehrinin giriş kapılarından birinden giriyoruz içeriye.Kale'de yaşam hala devam ediyor 900 kişi yaşıyormuş.Evler asla satılmıyor babadan oğula geçiyormuş.Cem Sultan'ın evi, St John Şövalyelerinin evlerini,Hafız Ağa Kütüphanesi ve sur içinde iki Cami görüyoruz.Sanki kendi ülkemizdeyiz.Rehberimiz bizi uyarıyor konuşurken dikkatli olun çünkü Rodos'ta Tüekçe'yi herkes anlar çat pat konuşurlar diye.Kale'nin içi yine küçük alışveriş dükkanları,Cafe ve restaurantlarla dolu.Alışveriş yapmak için en uygun yer burası geldi bize.

Rodos turumuz bitip gemimize dönüyoruz.17:00 da veda balosu düzenleniyor akşamına yine çok özenle hazırlanılmış eğlence ve veda programı.Sabah İzmir'deyiz..................




Gemi çalışanları çok profesyoneldi işlerini gerçekten severek ve isteyerek yaptıkları çok belli.

Gemide tanıştığımız Konya'lı Demirel Aile'si bize söylemişti.Gemi seyahati çok özeldir sizi özel hissettirmek için ellerinden gelen herşeyi yaparlar diye.Gerçekten öyleymiş çıkışta teker teker teşekkür ettik vedalaştık.İnşallah başka bir seferde tekrar görüşmek dileğimizle dedik:)))))))))





13 Temmuz 2011 Çarşamba

YUNANİSTAN GEZİMİZ:))))))



Hiç bitmesin dersiniz ya!


İşte ben o kelimeyi bu tatil için kullandım durdum.Çok uzun zamandır Yunanistan turu gerçekleştirmeyi istiyorduk.Şu zaman bu zaman derken nasip 2011 Haziran ayı imiş.Özellikle eşim Yunanistan,Yunanistan önce Yunanistan sonra Norveç Fiyordları,İtalya,Paris.........................


Gerçekleşir mi?bilmiyorum ama ilk adımı atmış olduk.Gerisi gelir Allahın izniyle:))))))


Gemimiz Ocean Majestic İzmir alsancak limanından kalkacak,bizde erkenden yola çıkıyoruz mola vere vere.........


Limandayız bizleri Apex Tour çalışanları karşılıyor güler yüzleriyle.İşlemlerimiz gerçekleştiriliyor geçiyoruz gemimize.Kamaramız,yerleşmemiz derken Kaptanımız kokteyl düzenliyor tanışma kokteyli.Hepimizle tokalaşıp kendini tanıtıyor.İoannis PAPANGELİS...............



Daha sonra tüm çalışanlar taktim ediliyor.Seyahat Müdür ü Cristina BUTLER 6.dil olarak Türkçe öğreniyormuş.Akşam yemeği ardından show zamanı diyorlar.Sanki gemide değilsiniz size hiç hissettirmiyorlar.Asla canınız sıkılmıyor herzaman yapacak bir aktiviteleri var çünkü.Neyse çok uzatmayayım canınızı sıkmayayım:)))))



İlk durağımız Pire-Atina.Tura katılacaklar otobüslerle Pire Limanından Atina'ya sevk ediliyor.15-20 dakikalık bir yol.Akropolis'e çıkmak için 80 basamaklı kaygan bir yoldan çok dikkatli çıkarak zirveye ulaşıyoruz.Müthiş bir kalabalık oluk oluk turistler her yerde.











Manzara süper Pire ve Atina ayaklar altında gözünüzün görebileceği heryer Pire ve Atina 6,5 milyonluk bir şehir.

Şehirleşme çok düzgün her yerde kiliseler,sürekli çanlar çalıyor.Osmanlı zamanından yol boyunca dut ağaçları dikkatimizi çekti.Akropolis'ten ayrılıp şehir turuna devam ediyoruz.Panathinaikos Stadı ve Karaiskakis Stadı eşim

- stadları gördüm ya tamam bundan sonrası hiç önemli değil diyor.A Milli takımımızın Yunanistan'ı 4-1 yendiği stadyum imiş:)))))

Düşünün artık maç tutkusunu..........


Atina üniversitesi,Syntagma Meydanı,Parlamento binasını görüyoruz.Yunanistan'da protestolar burada yapılıyor,pankartları ve çadırları binanın etrafında görmek mümkün.Nöbet değişimini biz kaçırdık her saat başı 10 dakika süren bir nöbet değişimi yapılıyormuş.









Daha sonra plaka bölgesinde serbest zaman.Geziyoruz geziyoruz geziyoruzzzzz..............

Verilen saatte herkes otobüsünde hazır,hatta rehberimiz Barış Bey bizi alkışlayıp teşekkür ediyor:))))Öğle saatlerinde Atina'dan Mikonos'a doğru hareket ediyoruz.19:30 da Mikonos Limanına yanaşıyoruz.Akşam yemeğinden sonra yarım saatte bir hareket eden otobüslerle Mikonos'a ulaştırılıyoruz.Yollar çok dar ve virajlı Acayip bir rüzgar sürekli bir rüzgar varmış.

Mikonos'da yaşayan Türk bir aile ile tanıştık burası hep böyledir diyorlar.















Gemide bizi uyarıyorlar Mikonos çok pahalıdır dikkat edin diye.Gerçektende öyle Mikonos bizi hayal kırıklığına uğrattı çok dar sokaklar,iki kişi zor yürüyor ve labirent gibi birkez geçtiğiniz yerden bir daha geçmeniz çok zor.Heryer restaurant ve küçük küçük barlar ve kımıl kımıl insan.
Gece hayatıyla ünlü bir ada olduğu için gemimiz 04:00 da Mikonos'dan hareket ediyor.Ver elini Santoriniiiiiiiiiii görmeyi istediğim tek yerdi :)))))))))